MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI


Mevlid-i Nebi haftası münasebetiyle okulumuzda kutlama programı düzenlendi. Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretmenimiz Uğur ÖZVARİŞ'in hazırladığı program 8. sınıf öğrencimiz Nur Doğanay'ın okuduğu Kur'an tilaveti ile başladı. Daha sonra günün anlam ve önemini belirten konuşmayı okul müdürümüz Ahmet Yılmaz yaptı.Ahmet Yılmaz konuşmasında
"Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 7) Peygamber Efendimiz hepimiz için bütün alemler için, bütün canlılar için rahmettir. "İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır"Ahsab 21 Hz. Peygamber (asm) Efendimiz sözleriyle, yaşayışıyla ve davranışları ile her konuda örnek ve rol model olmuştur. “Peygamberimizin ahlak ve yaşayışı Hz. Aişe Annemize sorulduğu zaman "Siz Kuran okumuyor musunuz? O'nun ahlakı Kuran'dan ibaret idi” diye cevap vermiştir.”
Hz. Peygamber‘in çocuklara ilgisi ve şefkati
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (SAS.) çocuklara karşı muamelesi, şefkati, merhamet ve sevgisi, ümmeti ve bütün insanlık için muazzam bir örnektir.
Allah Rasûlü bir çocuk gördüğünde başını okşar, kucağına alır, sever, öperdi. Mübarek yüzü özellikle çocuklara karşı hep yumuşak ve güleçti. Çocuklara selam verirdi, halini hatırını sorardı. Çocuklarla birlikteyken çocuklaşır, onlarla sohbet eder şakalaşırdı.
Allah Rasûlü bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü ve onlarla birlikte koşmuştu.
Kuşu ölen çocuğu teselli etti
O, çocukların neşesine ortak, üzüntüsüne teselli olurdu.
Zeyd ismiyle bir çocuğun çok sevdiği ve adını Umeyr koyduğu küçük bir kuşu vardı. Efendimiz (SAS.) her gördüğünde ona “Umeyr’in Babası” anlamına gelen “Ebu Umeyr” diye hitap ederdi. Bir gün Zeyd’in kuşu öldü ve Zeyd çok üzüldü. Zeyd’in üzüntüsünü duyan Peygamber Efendimiz o günlerde çocuğun evine taziyeye gitti. Zeyd’i neşelendirmek için, “Ya Ebu Umeyr! Senin küçük kuş ne oldu, hayvanı ne yaptın?” diye sordu. Bu soru Zeyd’i güldürdü. Allah Rasûlü Zeyd’i kucağına aldı, saçını okşayıp öptü, teselli etti.
“Kimin çocuğu varsa, onunla çocuklaşsın.”
Merhamet Peygamberiydi, babaydı, dedeydi. Mübarek yüzü çocuklara karşı hiç asılmadı, onları kınamadı, zorlamadı, azarlamadı.
Namaz kıldırırken cemaatin içinde ağlayan bir çocuk sesi duysa dayanamaz, kıraati kısa tutarak namazı bir an evvel bitirirdi. Kendisine mevsimin ilk meyvesi sunulduğunda bereket duası yapar ve meyveyi orada bulunan en küçük çocuğa ikram ederdi.
“Küçüklerimize sevgi, şefkat ve merhamet; büyüklerimize de saygı göstermeyen bizden değildir.”
O zamanın çocukları, bütün zamanların en mutlu çocuklarıydı. Onları çok seven, koruyan, gözeten ve kıymet veren bir Peygamber’leri vardı. Onlarla şakalaşan, oyunlar oynayan, dua edip başlarını okşayan, sırtına bindirip taşıyan Peygamber’le birlikte hatıraları vardı.
Kız çocuklarına önem verdi.
Kız çocuklarının evlattan sayılmadığı ve diri diri toprağa gömüldüğü bir zamanda o, kızı Fatıma yanına gelince ayağa kalkar, onu öper ve kalkıp kendi yerine oturturdu. Bir sefere çıkacağı zaman önce Fatıma’yı görür, dönünce evvela Fatıma’ya uğrardı.
“Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona pek ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir.”
(Tevbe Suresi /128.)
Bir bayram günü Peygamber Efendimiz (asm) evinden çıkmış, mescide gidiyordu. Yolda sevinçle oynayan çocuklara rastladı, hepsi bayramlık yeni elbiseler giymiş, sevinç içinde koşturuyorlardı. Fakat çocukların içinde zayıf, çelimsiz bir çocuk vardı. Onlar gibi mutlu değildi ve üzerindeki elbiseleri yırtık, eskiydi. Bir köşeye çekilmiş, oynayan çocukları izliyordu. Peygamber Efendimiz (asm) çocuğun yanına yaklaşarak:
“Sen niye arkadaşlarının yanında değilsin? Niye onlar gibi sen de gülüp oynamıyorsun?” buyurdu.
Çocuk karşısındakinin kim olduğunu bilmiyordu. Cevap verdi:
“Ben hem öksüzüm, hem de yetimim. Babam şehit oldu. Annem de başka biriyle evlendi.”
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) çocuğun elinden şefkatle tuttu. Saçlarını okşadı ve şöyle buyurdu:
“Resulullah’ın baban, Âişe’nin de annen olmasını ister misin?”
Çocuk karşısındakinin Peygamber Efendimiz (asm) olduğunu anlayınca birden toparlandı. Sevinçle, heyecanla cevap verdi:
“Ya Resulallah, nasıl istemem?”
Efendimiz (asm) bu cevabı alınca yetim çocuğun elini tuttu ve evine götürdü. Evde onu yedirip, içirdi. Ona yeni elbiseler giydirdi.
Yetim çocuk bu şekilde tekrar arkadaşlarının yanına geldi. Arkadaşları ondaki bu değişikliği görünce neler olduğunu sordular. Çocuk da onlara Peygamber Efendimizin (asm) onu yanına aldığını söyledi. Bir de şimdiki dünyamıza bakalım, 7 Ekimden bu yana Gazze de 16.324 çocuk öldürüldü. Savaş istenmeyen ve en son başvurulan bir şey. Tarih boyu biz de savaşalar yaptık ama yaşlılara, kadınlara ve çocuklara dokunmadık. Efendimize ümmet olma şuuruyla Mevlid-i Nebi Haftamız Kutlu olsun"dedi.
Mevlid -i Nebi programı öğrencilerimizin okuduğu şiir ve ilahilerle devam etti. Program bütün öğrencilerimize dağıtılan kek ve meyve suyuyla son buldu.



